SP Kocaeli il başkanı Nurettin Çelik düzenlediği olağan basın toplantısı ile gündemi değerlendirdi
SP Kocaeli il başkanı Nurettin Çelik düzenlediği olağan basın toplantısı ile gündemi değerlendirdi.
Eğitim konusundaki görüşlerini açıklayan Çelik "Eğitim problemlerimizin başında öğretmenlerimizin karşılaştığı sıkıntılar gelmektedir. Yarın 24 Kasım öğretmenler günü. Toplumun eğitimcileri olan öğretmenlerimiz yarın öğretmenler gününü kutlayacak. Peki atanamayan ve sayıları 600 bini bulan öğretmenlerin gününü kim kutlayacak? Bu öğretmenler için de ayrı bir gün tespit edilecek mi? Büyük umutlarla fakültelere yerleşip, mezun olduktan sonra atanamayan ve öğrencilerine kavuşamayan öğretmenlerin seslerini yetkililer duysun ve çözüm üretsin. Unutmayalım ki bu sayı her geçen gün artmakta, Adeta bir çığ gibi büyümektedir. Büyümekte olan bu sorunun sebebi şüphesiz Ak Parti iktidarının plansız politikalarıdır."diye konuştu.
Çelik şunları söyledi: Kendi dönemlerinde açtıkları yeni üniversitelerle bol bol övünmeyi ihmal etmeyen hükümet yetkilileri; bu üniversitelerden mezun olanların istihdam edilemeyip işsiz kalacağını hesap edemediler. İşte netice ortada. Karşımızda emeğinin karşılığını isteyen ve bu isteğe karşılık bulamayan bir işsizler ordusu durmakta.
Sn. Bakan “Atanamayan öğretmen başka alanlara yönelsin” diyor ama hangi alana nasıl yönelecek onu söylemiyor. Mesleki eğitimi bitirdiler. Tarımı nadasa bıraktılar, hayvancılığı öldürdüler. Girişimciye zarar vaad eden bir piyasa ile sn. Bakan hangi alandan bahsediyor? Alan mı bıraktılar?
Bu iktidar öğretmenlerin değerini düşürdü. Artık öğretmenleri ne öğrenci ne de veli önemsemiyor. Öğretmenlerimiz hak ettiği maaşı alamadığı gibi, hak ettiği itibarı da göremiyor ve Refahyol dönemini mumla arıyorlar.
Yarın yetkililer çıkıp öğretmenler gününü kutlayacak. Şimdi soruyoruz. Yanlış politikalarıyla öğretmenlere gününü gösteren Ak Parti hangi yüzle öğretmenler gününü kutlayacak? Hiç mi utanmayacaklar? Hiç mi yüzleri kızarmayacak?
ÖĞRETMEN TAŞERON OLAMAZ!
Atanamayan öğretmenler mesleklerinden tamamen kopmamak ve çalışabilmek için ücretli öğretmenliğe başvuruyor. Ders başına ücret alan bu öğretmenler çok kötü şartlarda çalıştırılıyor. 30 saat derse giren ücretli bir öğretmen 1380 TL civarı maaş alıyor. İlaveten ücretli bir öğretmenin sigortası bile tam yatırılmıyor. Teneffüsleri bile sigortadan sayılmayan öğretmenlerin hakkını kim ödeyecek? Çocuklarınızı özel okullarda okutmak sizi bu vebalden kurtarır mı? Ak Parti yöneticilerinin özel okul açma hevesinin altında yatan gerçek bu mudur? Size oy verenlerin çocuklarının hakkı ne olacak, 15 yıldır istikrar için oy istediğiniz vatandaşın çocuklarını istikrarlı bir şekilde taşeron öğretmenliğe mahkûm ettiniz.
Kocaeli’de de her beş öğretmenden biri ücretli olarak çalıştırılıyor. Bu uygulama ile devlet taşeron öğretmen çalıştırıyor ve öğretmenlerin haklarını gasp ediyor. Biz Saadet Partisi olarak öğretmenlere reva görülen bu duruma şiddetle karşı çıkıyor ve öğretmen taşeron olamaz diyoruz.
Bu sistemin çarpıklığı bunlardan da ibaret değil. Atanamayan öğretmenlerin kendilerini oyalayarak teselli ettiği ücretli öğretmenlik için ön şart Ak Parti’den referanslı olmak. Maalesef eğitimin geldiği son nokta budur. Bu duruma “Dur” denmediği müddetçe sorunlar katlanacak ve çözümü daha da güçleşecektir.
NE YAPMALI?
Hükümet; toplumun teşekkülünde en önemli yere sahip olan öğretmenlerimizin seslerini artık duymalı ve harekete geçmelidir. Şu saatten sonra atılabilecek adımlar şunlardır.
1. Bir hizmet içi eğitim olan pedagojik formasyon kazandırma hakkı yasal bir düzenlemeyle tekrar MEB’e devredilmeli. (Hakim, savcı ve avukatların adaylık ve stajyerlik formasyonlarını hukuk fakültelerinin vermediği gibi.)
2. Eğitim fakültelerinin sayısı öğretmen ihtiyacına göre yeniden düzenlenmeli ve bu fakültelere özel yetenek sınavları ile öğrenci alınmalı.
3. Eğitim fakültelerinin müfredatı güncellenmeli ve kadroları güçlendirilmeli.
4. Yatılı eğitim veren 50 eğitim fakültesi bölgelere göre yeniden planlanmalı.
5. Fen edebiyat fakültelerinin yapısı ve misyonu bütünüyle değişmeli; sosyal ve fen olmak üzere iki temel bilim alanı gelecek yüzyıl için yeniden planlanmalı, ilgili disiplinlere entegre hale getirilmeli.